Bu siteyi görüntülemek için ekran genişliğinizin en az 320 piksel olması gerekiyor. Lütfen bir başka cihazdan deneyiniz.
Ekin Gökçe ve Kemal'in Düğünü Ekin Gökçe ve Kemal'in Düğünü
Tanışma hikâyemiz nedir?
Üniversitenin kalabalık koridorlarında başlayan muhabbetimiz, Ankara’nın kahve kokulu duraklarında demlenerek; sınav telaşından mezuniyet coşkusuna, şehrin tarihi sokaklarından gece yarısı yürüyüşlerine uzanan yıllarda sonunda sevgi dolu bir aşka dönüştü. Mezuniyet sonrasında valizlerimizi Avrupa’ya taşıdık; şimdi ise düğünümüz için Ankara’ya dönüyor ve hikâyemizin ilk sayfalarında yer alan dostlarımızla bu özel günde yeniden buluşmanın heyecanını yaşıyoruz.
Biz kimiz ve nelerle meşgulüz?
Ekin Gökçe ve Kemal, Almanya'daki Helmholtz Munich Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalışmakta olup, eş zamanlı olarak Technische Universität München (TUM) bünyesinde doktora çalışmalarını sürdürmektedirler. Kemal, yapay zekâ ve makine öğrenimi tabanlı yöntemler geliştirerek biyolojik verilerden anlamlı öngörüler elde etmeye odaklanmaktadır. Ekin ise kök hücre biyolojisi ve rejeneratif tıp alanında çalışmakta; özellikle Tip 1 diyabet için kök hücre temelli tedavi yaklaşıları üzerine yoğunlaşmaktadır.
Günün akışı nasıl olacak?
Karşılama, nikâh töreni, akşam yemeği ve eğlence saatleri burada belirtilecektir.
Soframızda hangi tatlar yer alacak?
Başlangıç, ana yemek, tatlı ve özel diyet seçenekleri buraya eklenecektir.
Çektiğiniz fotoğrafları nasıl paylaşabilirsiniz?
Sayfanın üst kısmındaki “Fotoğraf Paylaş” butonuna tıklayarak sizin çektiğiniz fotoğraf ve videoları da bize iletebilirsiniz. Lütfen WhatsApp’ta “Yüksek Kaliteli Gönder” seçeneğini işaretleyin ve videolarınızı eklemeyi unutmayın. Emeğiniz bizim için çok değerli, şimdiden teşekkür ederiz!
Otopark olanakları nelerdir?
Mekânın hemen yakınında, yürüyüş mesafesinde iki ayrı açık otopark mevcuttur. Otopark ücretleri ve kapasite bilgileri yakında paylaşılacaktır.
Divan Çukurhan'ı neden seçtik?
Kasım ayında paylaştığımız Instagram gönderisinde de yazdığımız üzere:

"Çukurhan’ın, 16. yüzyıldan kalma, zamana meydan okuyan taş duvarları, kasım ayının solgun ışıklarında bir zamanlar geçmişte kalan hayatların gölgelerini fısıldar gibi; sessiz, hüzünlü, fakat bir o kadar da vakur. Bu eşsiz hanın avlusunda yankılanan adımlarımız, düğünümüz için hazırlıklara başlarken, bir yandan da bu tarihi mekânın her köşesinde asırlar boyu süzülmüş yaşamların izini sürer. Serin kış gününün ince rüzgârı, hanın içine süzülen güneş ışığı ile kucaklaşırken, burada geçen zamanın nasıl da farklı bir boyuta ulaştığını hissediyoruz: her bir saniye, sanki ebediyetin kapılarını aralar gibi, hem hızlı hem de sonsuz bir ağırlıkta. İşte bu yüzden, Çukurhan’ı seçtik düğünümüz için: bu han, yalnızca tarihi bir yapı olmanın ötesinde, geçmiş ile gelecek arasında bir köprü, kırgın ama bir o kadar da umut dolu bir mekân. Çünkü burası, sevinç ve hüzün gibi insani duyguların, yıllar boyu süregelen bir birikimin, taşlar arasında hapsolmuş çığlıkların ve fısıltıların saklandığı bir yer. Haziran ayında burada gerçekleşecek olan düğünümüz, hanın duvarlarına kazınmış yüzlerce yıllık hikâyelere yepyeni bir anlatı ekleyecek; tıpkı bir ressamın tuvaline son dokunuşlarını yapması gibi, hem titizlikle hem de büyük bir aşkla. Düğünümüzün yapılacağı gün, Çukurhan’ın avlusunda, ağır taş sütunlar arasında süzülen ışık, misafirlerin yüzlerinde eski zamanların hikâyelerini canlandırırken, biz de yeni bir başlangıç yapacağız. Bu özel gün, hanın gördüğü nice mutlu ve hüzünlü günlerden sadece biri olacak ama belki de en kıymetlisi, çünkü hikâyemiz bu tarihi mekânın duvarları arasında, zamana meydan okuyan bir aşkın yepyeni bir yankısı olarak kalacak."